"Ah, şey uzakta yaşayan arkadaşıma mektup yollamak için postacıya gidiyordum..."
Çocuk Millie'ye gülümsedi.
"Ben Cole, senin adın ne?"
"Millie, memnun oldum Cole"
Cole Millie'ye postoaneye kadar eşlik etti. Millie'ye mektubu postacıya pul basıp vermesine yardım etti. Millie böylece yeni bir arkadaş edinmiş oldu...
Postaneden çıktılar ve yürümeye başladılar
"Sen nereye gidiyordun Cole?"Diye sordu Millie yolda yürürken
"Annemin mezarını ziyaret edecektim... bu gün onun... doğum günüydü... babam unuttu bile... benim varlığımı, baba-oğul ilişkimizi... herşeyi belkide bir oğlu olduğunu. Sadece tüm gün şarkı söyleyip dans ediyor. Sanki dünya umrunda değil gibi. Bir ailesi yokmuş gibi. Evdeki işleri yapmayı deniyorum başarısız oluyorum... anlayamıyorum"
Millie'nin ifadesi yumuşadı. Ancak yüzünde pek belli olmayan bir üzüntü vardı.
"Üzgünüm Cole, istersen bize kahvaltıya gel, ordan beraber gideriz, belki sana annem ile pasta yapmayı öğretiriz. Ne dersin? Mahalle küçük zaten. Yalnız kalırsın."
Cole bunu duyunca mutlu olmuştu. Bir arkadaş ona iyi gelebilirdi. Millie'nin de Rick'ten başka arkadaşı yoktu. Rick'te Dönülmez ülkede yaşıyordu. Dönüşenler kabilesiyle barışçıl bir şekilde. Hatta köyde birkaç arkadaşı olduğunu anlatırdı Millie'ye. Millie o zaman 10 yaşındaydı. Rick 12 ve Cole 12 yaşındaydı. İlk olarak Millie'nin evine gittiler kapıyı Millie'nin annesi açtı.
"Merhaba çocuklar! Neredeydin Millie? Korkuttun beni! Öyle hemen hemen çıkıp elinde kağıtla! Merhaba canım! Sen Millie'nin arkadaşı mısın? Ben Millie'nin annesi Vanessa!"
Colebestt
Millie'nin backstorysi 3 kısım
"Ah, şey uzakta yaşayan arkadaşıma mektup yollamak için postacıya gidiyordum..."
Çocuk Millie'ye gülümsedi.
"Ben Cole, senin adın ne?"
"Millie, memnun oldum Cole"
Cole Millie'ye postoaneye kadar eşlik etti. Millie'ye mektubu postacıya pul basıp vermesine yardım etti. Millie böylece yeni bir arkadaş edinmiş oldu...
Postaneden çıktılar ve yürümeye başladılar
"Sen nereye gidiyordun Cole?"Diye sordu Millie yolda yürürken
"Annemin mezarını ziyaret edecektim... bu gün onun... doğum günüydü... babam unuttu bile... benim varlığımı, baba-oğul ilişkimizi... herşeyi belkide bir oğlu olduğunu. Sadece tüm gün şarkı söyleyip dans ediyor. Sanki dünya umrunda değil gibi. Bir ailesi yokmuş gibi. Evdeki işleri yapmayı deniyorum başarısız oluyorum... anlayamıyorum"
Millie'nin ifadesi yumuşadı. Ancak yüzünde pek belli olmayan bir üzüntü vardı.
"Üzgünüm Cole, istersen bize kahvaltıya gel, ordan beraber gideriz, belki sana annem ile pasta yapmayı öğretiriz. Ne dersin? Mahalle küçük zaten. Yalnız kalırsın."
Cole bunu duyunca mutlu olmuştu. Bir arkadaş ona iyi gelebilirdi. Millie'nin de Rick'ten başka arkadaşı yoktu. Rick'te Dönülmez ülkede yaşıyordu. Dönüşenler kabilesiyle barışçıl bir şekilde. Hatta köyde birkaç arkadaşı olduğunu anlatırdı Millie'ye. Millie o zaman 10 yaşındaydı. Rick 12 ve Cole 12 yaşındaydı. İlk olarak Millie'nin evine gittiler kapıyı Millie'nin annesi açtı.
"Merhaba çocuklar! Neredeydin Millie? Korkuttun beni! Öyle hemen hemen çıkıp elinde kağıtla! Merhaba canım! Sen Millie'nin arkadaşı mısın? Ben Millie'nin annesi Vanessa!"
Millie ve Cole kikirdedi
"Ben Cole... memnun oldum bayan Vanessa!"
"Korkma anne sadece Rick'e mektup yazdım!"
1 week ago | [YT] | 6