Banu Avar resmi YouTube kanalı.
Banu Avar'a yazın: avarbanu@gmail.com
1999’da TV8’in belgesel bölümünü kurmuş, 2004’e kadar 30’dan fazla belgesele imza atmıştır.
2004 yılında Attila İlhan ve Erol Manisalı ile birlikte işine son verilmiştir.
2004-2008 arasında TRT’de 85 Bölüm yayınlanan ‘SINIRLAR ARASINDA’ Haber Belgesel Programının yapımcısıydı.Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya, Çin, Hindistan, Güney Amerika ve Avrupa’dan dosyalarla 60 küsur ülkeden konuların yer aldığı Sınırlar Arasında , 2008 mayıs ayında ABD, İsrail, Gürcistan, İsveç Büyükelçilerinin şikayetleri sonucu yayından kaldırıldı. Bu gerekçe TRT üst yönetimi tarafından beyan edilmiştir!
Avar, daha sonra 2009’da Avrasya TV’de 7 bölüm , 2011'de Kanal 99'da 8 Bölüm DÜNYA DÜZENİ adlı haber-belgesel programını yaptı.
Bu süreçlerde ve sonrasında Anadolu'nun çeşitli il,ilçe,köylerinde söyleşilerine devam etti.
10 Kasım 2020'den beri "Banu Avar'la Yorum" adıyla haftalık yayınlarını bu kanalda sürdürüyor.
Banu AVAR
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bugün 42 Yaşında !
KKTC 1983'te kuruldu. Cumhurbaşkası Rauf Denktaş oldu.
Kuruluna kadar Kıbrıslı Türkler çetin zamanlardan geçtiler, toplu katliama uğradılar. 1974'te Türkiye katliama dur dedi.
1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Türk tarafının uzlaşma çabaları Rumlar tarafından engellendi ve batılı devletler Rumları destekledi. 8 yıl süren bir uzlaşma çabası,uluslararası görüşmeler sonuç vermedi. Çare kalmamıştı. KKTC kurulacaktı.
BM Güvenlik Konseyi KKTC'yi ayrılıkçı bir hareket olarak tanımladı.
KKTC sadece Türkiye tarafından tanındı.
Batı, Kıbrıs Barış Harekâtı'nı da KKTC'nin kurulmasını da asla affetmedi.
Batılı devletler, 300 yıllık Osmanlı idaresinin ardından Kıbrıs’ın bir Rum adası olması için büyük gayret gösterdiler. Amerikan Başkanı Roosevelt, bu adayı elinde bulunduran gücün, Ortadoğu Kafkaslar ve Balkanları kontrol edeceğini söylemişti.
YILLAR SONRA BİR BAŞKA AMERİKAN BAŞKANI BUSH “ORTADOĞUNUN ANAHTARI
KIBRIS’TADIR” DEMİŞTİ.
Kıbrıs Avrupa, Asya, Afrika kıtalarının tam arasında yer alıyordu. Dünya devleri orada çatışıyordu.
Kıbrıs Yüzmeyen bir uçak gemisiydi.
Jeopolitik konumunun bedelini ağır ödeyecekti.
2005 - TRT Sınırlar Arasında “Kıbrıslı Olma Süreci” bölümünden…
https://youtu.be/PwZpAqwWpGw?si=cnsU_...
#kıbrıs #yavruvatan #kıbrıstürkcumhuriyeti #kuzeykıbrıstürkcumhuriyeti
6 days ago | [YT] | 146
View 7 replies
Banu AVAR
GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER AMA YİNE BURADALAR!
103 YIL önce İstanbul İşgal Edilmişti!
103 yıl önce 13 Kasım 1918’de düşman gemileri İstanbul boğazında konuşlanmışlar, toplarını şehre çevirmişlerdi!
Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa Kemal Paşa o gün İstanbul’a dönmüştü. İstanbul limanına giren düşman gemilerini görünce ‘Geldikleri gibi giderler!’ demişti.
Öyle de oldu. Ama şimdi yine buradalar. Hem de çok daha sinsi bir biçimde!
Onları bu topraklardan sonsuza kadar defetmedikçe rahat yok bu millete…
İstanbul'un İŞGALİ yayınımız :
https://youtu.be/XVO1DcgmkyI?si=DZ35m...
1 week ago | [YT] | 240
View 7 replies
Banu AVAR
Ruhun Şad Olsun Paşam!
10 Kasım Özel : Milli Ekonomi, Cumhuriyetin Milli Yemindir!
Ekonomik bağımsızlık, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş amaçları arasında en önemli yeri kaplar.
1 Kasım 1937… Vefatından tam bir yıl önce ve cumhuriyetin 14. Yılında Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyor:
“Endüstrileşmek en büyük milli davalarımız arasında yer almaktadır. En başta vatan müdafaası olmak üzere, ÜRÜNLERİMİZİ kıymetlendirebilmek ve en kısa yoldan, en ileri ve refah Türkiye idealine ulaşabilmek için bu bir zarurettir. Beş yıllık ilk sanayi planının geri kalan kısmını hayata geçireceğiz ve bütün hazırlıkları bitirilmiş olan birkaç fabrikayı da acilen üretime açacağız.”
O, Kurtuluş Savaşı ve sonrasında Müdafaa-i Hukuk ruhuna uygun olarak, yabancı sermayeye karşı tam bağımsız bir ekonomiden, sanayileşmeden yana tutumunu böyle dile getirmiş ve hayata geçirmişti.
(...)
Türk Milleti “Atatürkçüyüm” diye bangır bangır bağırarak, topraklarımızda yabancılara üs verenleri, ikili anlaşmalar yaparak bölünmez bütünlüğümüzü parçalara bölenleri, milli ordumuzu yabancıların iradesine bırakanları, ekonomimizi yabancı ekonomilerin sömürüsüne mahkum edenleri unutmayacaktır.
Türk milleti, Kürt Teali ve İslam Teali’yi yeniden canlandıranlara, İngiliz,İsrail ve Amerikan Muhiplerine gereken cevabı verecektir!
Türk milleti gerçek anlamda Kuva-yı Milliye ve Müdafaa-i Hukuk örgütlenmesi yapanları anında hissedecek ve sahiplenecektir!
Tamamını dinleyin:
1 week ago | [YT] | 168
View 8 replies
Banu AVAR
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun!
Özetle, Türkiye uzun zamandır bağımlı bir ülkedir. Batı’nın iki dudağı arasında kararlar almak zorundadır ve bu Türkiye’nin yöneticileri eliyle gerçekleştirilmiştir.
Cumhuriyetimiz 102 yaşında…
Büyük bir sınavdan geçiyor. İnanılmaz uçurumların kenarında dolaşılıyor ama cumhuriyet aşkı halkın kalbinde yaşıyor. Bir gün Cumhuriyetin demokrasisini kuracağımız günler de gelecektir.
Bugüne özel "Cumhuriyet: Batı'nın Deli Gömleği'nde"(2021) yayınımızı dikkatinize sunuyoruz:
3 weeks ago | [YT] | 287
View 11 replies
Banu AVAR
GAZZE KATLİAMININ ARKASINDA ENERJİ SAVAŞI MI VAR?
TRUMP'A VERİLEN DOĞALGAZ TAVİZİ!
KUKLA KÜRDİSTAN PROJESİ!
Yakın Kitabevi Söyleşisi , 10 Ekim 2025
1 month ago | [YT] | 90
View 0 replies
Banu AVAR
GAZZE’NİN GAZINA ÇÖKME SAVAŞI! GAZZE KATLİAMI 2 YIL ÖNCE BAŞLADI!
Birinci ve İkinci Paylaşım tam anlamıyla tamamlanamadığı için şimdi Üçüncü
Paylaşım Savaşı’nın içinden geçiyoruz. Orman kanununda yaşıyoruz ve kapitalizmin sıkışan ekonomisi patlıyor ve farklı çıkar grupları birbiriyle
gırtlaklaşıyor.
Filistin toprakları ve Doğu Akdeniz’deki enerji rezervleri dünya elitlerinin gözlerini diktikleri noktalardan biri! Ukrayna’nın madenleri, Venezuela’nın
petrolü, İran’ın gazı gibi Gazze kıyılarındaki trilyonluk gaz rezervi çakalların önceliği!
ABD ve İsrail’in kanlı elleri aynı zamanda birbirleriyle de kavgalı. Avrupa devletleri yüreği sızlayan sivil halkı desteklermiş gibi yapıyorlar ama palavra…
Onların da gözleri de Gazze’nin gazında. Diyorlar ki, ‘Biz de varız pay kavgasında!’
Kısa bir özet yapalım:
1995’te Oslo Anlaşması’yla Filistin Yönetimi’ne kendi deniz alanında egemenliğini kullanma hakkı verildi. 1999’da, 4 yıl sonra, British Gas, Gazze’den
sadece 20 mil uzaklıkta zengin doğal gaz rezervlerini keşfetti ve Filistin yönetimiyle anlaşma imzaladı. Filistin Yönetimi, BG'ye ortak olarak 25 yıllık bir
keşif imtiyazı verdi. Devreye ABD ve İsrail girdi ve anlaşma hayata geçirilemedi.
2006 yılında Hamas Gazze’de seçimleri kazandı. İsrail bunu fırsat bilerek ya da belki bu seçimde özel bir rol oynayarak Gazze deniz şeridinde askeri abluka
kurdu.
2019’da Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı adlı kuruluş bir rapor
yayınladı ve Doğu Akdeniz’deki bu devasa gaz rezervlerini konu etti ve birtakım
rakamlara yer verdi. Rezervler üzerinde hak sahibi olarak İsrail görünüyor çünkü
2006’dan beri Filistin’in tüm hakları gibi buna da el koymuş durumda.
2022’de tüm dünya enerji devleri Gazze kıyılarına odaklanmışlardı. Netanyahu yeniden seçilmişti. İsrail, ABD, Mısır, Ürdün ve Filistin yönetimi ortak
toplantılarda bu konuyu masaya koymuşlardı. British Gas ve ABD’nin dev Chevron şirketi sahada usul usul çalışma yürütüyordu.
18 Haziran 2023’te İsrail, Gazze açıklarında bir gaz sahasının işletilmesi için ön onay verdi. İsrail Enerji Bakanlığı, Gazze'de deniz doğal gazı arama faaliyetleri
için ihaleyi 2023 yılının Temmuz ayında açtı. Üç ay sonra, 7 Ekim 2023’te katliam başlatılacaktı.
Kan oluk oluk akarken sivil halk, çoluk çocuk, hasta yaşlı demeden katledilirken bir soykırım süregiderken ne oldu? Netenyahu’nun Enerji Bakanı, 29 Ekim’de yani 7 Ekim’den üç hafta sonra altı şirketten oluşan iki
konsorsiyuma 12 adet lisans verdi. Biri İngiliz BP, diğeri İtalyan ENİ enerji devi önderliğinde gaz arama izni içeren 12 lisans!
BP grubunda Azerbaycan petrol şirketi SOCAR, İsrail ve Arap ortaklı New MedEnergy şirketleri var. İtalyan ENİ grubunda Güney Kore şirketi Dana Ratio
Energy gibi İsrail ortaklı şirketler var.
Kısacası, Gazze kıyılarında ve Doğu Akdeniz’e uzanan trilyonluk doğal gaz rezervleri; ABD İngiliz ve İtalyan, İsrail ve bazı Arap ülkelerine ait şirketler
arasında paylaşılıyordu. Paylaşımın içindekiler pay kavgasını sürdürürken dışarda kalan ülkeler de seslerini yükselttiler. Filistin halkını düşünüyormuş,
katliama dur diyormuş gibi görünenlerin çoğu aslında sırtlan payına göz dikenlerdi!
İsrail’in Gazze kıyılarında payın fazlasına el koyma girişimleri, Trump tarafından sert bir şekilde durduruldu. Trump, Eylül sonunda Netanyahu’ya ‘Sana az bir şey koklatırım! Pastanın büyüğü benim!’ dedi.
Bu arada Kıbrıs Rum Kesimi’nin kıyılarında doğal gaz ve petrol sondajına birlikte başladılar. 280 adet İsrail şirketi Rum kesimine yerleşmiş durumda. ABD doğal
gazının ticareti yapan bir şirket Rum kesiminde… ABD’nin bu şekilde çöktüğü birçok bölge var.
GUAM, Amerika'nın SAMOA'sı, ABD VİRJİN Adaları bunlardan bazıları.
Gazze deniz gazı rezervleri, Mısır sınırından kuzey Suriye'ye kadar uzanan geniş bir kıyı doğal gaz deniz sahasının parçası. Ve bu şerit Trump planında, “ABD
toprakları” olarak kayda geçmiş durumda. Gazze’de karar verici konumda bir konseyden söz eden Trump, sömürge valiliğine Tony Blair’i getiriyor. Buradaki
servetin yönetimi kendisinde ve ABD Enerji Bakanlığı’nda olacak. Hedef, tüm bölgeyi yeniden şekillendirmek, Mısır’ın, Ürdün’ün Suudi Arabistan’ın ama öncelikle Türkiye sınırından Mısır Sina yarımadasına kadar olan kıyı şeridinde Amerikan askeri ablukasını kurmak ve trilyonluk gaz rezervine el koymak!
Suriye ve Irak devletleri bu amaç için parçalandı. İran ve Türkiye’den
koparılması hayal edilen parçalarla bir Kürdistan kukla devleti petrol ve gaz
coğrafyasının tam ortasında değil mi!
Banu AVAR, 8 Ekim 2025
1 month ago (edited) | [YT] | 1,129
View 72 replies
Banu AVAR
9 EYLÜL İZMİR'İN KURTULUŞU! 103 yıl önce bugün!
9 Eylül günü Türk tarihinde en özel günlerden biridir. Büyük Taarruz başlamış, hedef konmuştu. Hedef Akdeniz’di. O da İzmir demekti. Bir avuç arpa tayınla savaşan bir millet yedi düvele meydan okumuştu.
Bugünkü cıvık siyaset ve belli bir kesimdeki yılışıklık düşünüldüğünde o dönemin asaleti daha açık ortaya çıkar!
9 eylül 1922 Kurtuluş Savaşı'na son noktanın konulduğu gündür… 9 Eylül asla unutulmamalıdır!
Bilginin kılıcını kuşananlar 9 Eylül kahramanlarına layık olurlar!
İzleyin...
https://youtu.be/EXU0oegeir8?si=y94jy...
2 months ago | [YT] | 255
View 5 replies
Banu AVAR
Kukla Tiyatrosu! Aralık 2020'den bir yayınımız...
“Piyasa demokrasisi” diye adlandırmıştı Attila İlhan, durumu. Bir “Cumhuriyet’in Demokrasisi” vardır diyordu, bir de PİYASA’nın!
Piyasa mangır demektir… Her şeyi belirleyen PARA’dır. "Piyasa Ddemokrasi”sinde her şeyin ve herkesin fiyatı vardır. Bu “sistem” kişileri, yönetimleri, vekilleri, başkanları "likit"leştirir!
“ÖNCE PARTİM” ya da “ÖNCE BEN” diye gevreyenler, içine döküldükleri kabın şeklini almak zorunda kalırlar.
SİSTEM onları sıvılaştırır. Kendisi olmaktan çıkarır. Emperyalizmin ustaca kullandığı "Yumuşak Güç" budur işte. Kendi halinde bir adamı, kibirle ve hırsla yıkar, "siyaset sahnesine" bir şebek çıkarır.
Yayının tamamını dinleyin:
https://youtu.be/jb75T25YDM4?si=e6RWg...
3 months ago | [YT] | 92
View 2 replies
Banu AVAR
Teoman Alili anısına...
SİZ HİÇ PARÇALANDINIZ MI?/Banu Avar
Kasım 2010 yazısı...
Bu kitabı sadece Teoman yazabilirdi… Bilgisi, yaşamışlığı ve içinde büyüttüğü acılarla karıp satırlara işledi…
TRT’de Sınırlar Arasında başlarken onunla tanışmış, ilk seyahatim olan Makedonya temasları için yardım istemiştim. Tereddüt etmeden kabul etti ve o zaman hayatta olan babası Halil beyin yardımlarıyla Üsküp’de çekimler yaptık. Parçalanmış bir ülkenin parçalarından birinin acıklı hal-i pür melalini anlattık.
Teoman Alili, ‘fazla konuştuğu’ için ülkesinden sürgün edildi!
Yugoslavya dersleri’nde ‘Siz hiç parçalandınız mı!’ diye soruyor. Bugün adı bile kalmayan bir ülkeden alınması gereken dersleri önümüze koyuyor. Bir şablon veriyor bize. Yugoslavya’nın başına gelen emperyalizm için ‘vaka-i adiye’!
1950-80 arasında Avrupa’nın en büyük ekonomilerinden biri Yugoslavya. Yatırımlar yatırımları takip ediyordu. Gelirleri sürekli artıyordu. Hem SSCB ile hem Bağlantısızlar Hareketi üyesi ülkelerle ticareti vardı. Derken her şey tersine döndü… Batıda eğitilmiş, uzmanlar ortalığı kapladı. Sinsice kurumlara el atmışlardı.
Dünyaya açılma programı uygulayacaklardı. Tito ölmüştü, Yugoslavya, halkları tutkallayan liderini kaybetmişti. Önce fabrikalar kapandı, rüşvet yolsuzluk çılgınca arttı. İşsizler ordusundan lumpenler çıktı. Ardından etnik ve dini bölünme oyunu sahnelendi.
Sendikalar bölündü. Yabancı sermaye sendikal hareketi etnik olarak örgütleyecekti. 1990'da yargıya el konuldu. Anayasa'yı Koruma Mahkemesi kaldırılacak, denetim Adalet Bakanlığı'nın olacaktı.
Her yanı CIA ajanları kapladı. Siyaset ve Ekonomiyi yönlendirdikleri gibi Eğitime de el atmışlardı. Yeni kuşaklar Soros kuşağı olacaklardı.
Medya tamamen ele geçirilecek, Yugoslavya yok olurken insanlara ‘pembe dizi’ izletilecekti!
Ordu bu süreçte paramparça edildi. Paramiliter etnik gruplar oluşturuldu sonra savaştırıldı. Önce Sırplar Hırvatlarla kapışacak sonra Bosna’ya saldırılacaktı.
Ayrılık ‘Din’ kullanılarak gerçekleştirildi. Bir referandumla Bosna ayrılık kararı aldı ardından katledildi. İşte bunun adı ‘birbirine kırdırma’ siyaseti!
Ve zamanı gelince, sahneye Birleşmiş Milletler çıktı. Önce katliamı seyrettiler sonra kendi oyunlarını sahnelediler.
Kılcal damar operasyonu Soros’un çocukları’nca yönlendirildi. Açık Toplum Vakfı Otpor adlı örgütler süreci denetledi ve şekillendirdi.
Akıl hocaları emekli Amerikan generalleriydi. ’Ordu köşesine çekilsin!’ diyerek Yugoslavya Halk Ordusu'na karşı çıkanlar Amerikan generallerinin esiri oldular!
Sonra Yugoslavya’nın yerle bir edilmesinde kullanılan, bir zamanların genç liderleri yavaşça sahneden silindiler, işleri bitmişti. Bazıları bölünüp parçalanmış ülkenin bir parçasının başına atandı. Bazılarının cesedlerine kenar mahallelerde rastlandı. Belki de sürecin sonunda, konuşmaya, neler olduğunu anlatmaya tevessül etmişlerdi…
Yugoslavya Dersleri'ni en iyi Teoman Alili yazabilirdi. O, bu acıları ailesinin tüm fertleriyle yaşamış, olan biteni ‘içinden’ izlemişti. Önce paramparça olmuştu Yugoslavya, bağrından 8 ülke çıkmıştı, sonra tarihe karışmıştı. Ondan ders alanlar ve aldıkları dersi anlatanlar, Teoman gibi cezalandırılmışlardı…
Belgrad’ta bir genç ‘hala Yugoslavya demek istiyorum!’ dedi bana. Bayan Yugoslavya olarak bilinen opera sanatçısı Jadranka, ‘Artık kim olduğumu bilmiyorum!’ demişti röportajda. Serebrenitza’nın bir işsizi, ‘Artık vatanım yok, adam bile hissetmiyorum kendimi, kastrat edildim sanki!’ diye haykırmıştı kameraya.
Teoman, sürgünde, köklerinin olduğu ‘yokedilmiş’ bir ülkeden, doğduğu ve sürgün edildiği vatanına bir armağan yolluyor. İçi büyük acılar, derin bir hüzün ve çokca ders dolu bir armağan!
Teoman eline sağlık diyorum… Bu da geçecek, biliyorsun!
Banu AVAR, Kasım 2010
3 months ago | [YT] | 563
View 35 replies
Banu AVAR
Ruhu şad olsun! Bir vatan evladını, Nihat Genç'i kaybettik...
1990’lı yıllardan beri aynı yolun yolcuları olarak kah SkyTürk’te kah TRT’de kah Vardiya Bizde protestolarında kah Müyesser Yıldız’a destek imzalarında beraber olmuştuk.
Onu son kez geçen yıl Eskişehir Kitap Fuarı'nda Pankuş Yayınları standında gördüm.
Karşılaştık, kucaklaştık. Hikayelerini, romanlarını, siyasi yazılarını yazarken, söyleşilerini yaparken nasıl samimi nasıl coşkulu bir üslup kullanıyorsa tam da öyle sarılmıştı. Çok uzun bir yolculuğa çıkar gibiydi. İçimi bir hüzün kaplamıştı.
O, coşkuyla ve tutkuyla vatanına, bayrağına, toprağına aşık dürüst ve samimi bir aydındı. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı sabır ve onunki gibi bir direnme gücü diliyorum.
#NihatGenç @VeryansınTv @erdematayveryansintv
4 months ago | [YT] | 3,084
View 218 replies
Load more