🌊| 𝙔𝙪𝙠𝙞

Yav ben biliyordum böyle olacağını yaa 😭😭

2 weeks ago | [YT] | 2

🌊| 𝙔𝙪𝙠𝙞

Uyarı:hafif yara ve şiddet,deney vb. Rahatsız edici konular


Soytarının Soygunu

15 dakika geçti,15 dakika boyunca orada beklediler ama Souta daha gelmemişti. "Offf" iç çekti Katie "daha ne kadar sürücek. Bizi çağıran kişi oydu ama gelmedi bile" Chikao gözlüğünü düzeltti onun da beklemekten yorulduğu belliydi "Biliyorum ama patron izinde bu yüzden şuanlık buradaki en yetkili kişi Souta,büyük ihtimalle yapıcak işleri vardır" biraz daha beklediler taki ayak sesleri duyulmaya başlayana kadar. Souta kapıdan içeri girdi, terlemişti ve yüzü kıpkırmızıydı buraya gelmek için koşuşturduğu belliydi "Kusura bakmayın geciktim" Souta ikisinin karşısındaki sandalyeye oturdu bir an için nefesini topladı "Yeterince uzun sürdü" diye mırıldandı Katie, Chikao eliyle ona sus işareti yaptı "Büyük ihtimalle sizi neden buraya çağırdığımı merak ediyorsunuz" duraksadı "Sizin için bir görevim var" "Ne tür bir görev" diye sordu Chikao, Katie ise sadece kaşını kaldırmakla yetindi "Durum şu ki elime bir zarf ulaştı, zarfın içinde birisinin bu akşam kan taşını çalınabileceğini belirten bir not vardı" Souta dikkatlice notu cebinden çıkardı ve onlara gösterdi

"Selam bay Souta umarım gününüz güzel geçiyordur :)
Bu akşam saat 19.00'deki baloya katılacağınızı duydum. Aslında bende size eşlik etmek isterdim ama yapıcak farklı işlerim var. Balodaki kan taşını çalmak gibi mesela, evet şehirdeki en değerli yakup taşından bahsediyorum. Orada olup beni izlemenizi çok isterim :)"

İmza T.J

Chikao nota öfkelendi "BU T.J KIM OLUYORDA SOUTA'YLA BÖYLE KONUŞABİLİYOR" Katie, Chikao'nun tepkisine güldü "Sakin ol kimse erkek arkadaşını çalıcak değil" Souta hafifçe gülümsedi "Şaka bir yana bu ciddi bir mesele, aslında sizi buraya çağırmamın sebebi bu not, benim yerime oraya gidip hem T.J'ye engel olmanız hemde etrafı soruşturmanızı istiyorum" "Her şey iyi hoş güzelde adam notta senin gelmeni istemiş niye bizimle gelmiyorsun" diye çıkıştı Chikao. Souta afalladı gitmek istemediği yüzünden belliydi "Ç-ünkü ben eee.. şey" sessizlik oldu "Sen ney" diye sordu Katie. Birşeyler doğru değil gibiydi. "Patron izinde olduğu için geçici yetki bende ve yapılcak çok şey var burada kalmam en iyisi!" Yalan olduğu çok belliydi. Chikao ve Katie birbirine baktı.Souta her ne yapıcaksa önemli olduğu belliydi ve yapılıcak en iyi şey onu rahat bırakmaktı "Peki" diye mırıldandı Chikao "O zaman biz şimdi çıkalım geç oluyor" diye ekledi Katie "Kendinize iyi bakın ve dikkatli olun" "Sende"

İkiside binadan çıktılar
"Seni eve bırakmamı ister misin Katie?"
"Gerek yok sanırım eve gitmeden önce birisine uğramam gerek"
"Peki sen bilirsin"
Chikao arabaya bindi ve ordan uzaklaştı. Katie artık yanlızdı ama eve gitmeden önce Hotaru'yla konuşması lazımdı





Soytarının soygunu

Pt2!!!!!
Katie yavaş adımlarla tiyatro binasına doğru yürümeye başladı eğer Hotaru bir yerdeyse burada olmalıydı. Binanın kapısına vardığında kapıyı iterek açmaya çalıştı fakat kapı açılmadı, çekerek açmaya çalıştı fakat nafileydi. Kapı kitlenmişti. Katie iç çekti.Hotaru ona istediği zaman gelebileceğini söylemişti ama belliki şuanda giremezdi. Katie tam geri dönecekken yerde küçük bir kağıt dikkatini çekti. Daha da yaklaştı, hayır bu kağıt değildi bu bir iskambil kağıdıydı. Hotarunun gösterilerinde kullandığı kartların aynısında. Tek bir farkı vardı, normal iskambil kağıtlarındaki gibi üzerinde motifler yoktu bunun yerine üstünde sadece bir anahtar logosu vardı “huh bu da ne böyle?” Katie kartı bir süre boyunca elinde inceledi. Bir süre sonra gözleri parladı “buldum!” diye fısıldadı. Elindeki kartı anahtar sembolü avuç içine gelecek şekilde çevirdi ve hafifçe avucuna vurdu ve…
Elindeki kartın yerini resimdeki anahtar almıştı. Artık Katie’nin elinde kapıyı açabilecek bir anahtar vardı “seni hafife almışım Hotaru göründüğünden daha zekisin” Katie anahtarla kapıyı açtı ve tiyatro salonuna doğru yöneldi. Salonun kapısını açtı ve içeri girdi. İçeride çok büyük bir sahne ve nerdeyse şehirdeki herkese yeticek kadar koltuk vardı. Sahne bomboştu fakat spot ışıkları yanıyordu demekki Hotaru hala burada bir yerdeydi
Katie sahneye çıktı ama spot ışıkları gözlerini kısmasına neden oldu “HOTARUUU” bağırdı Katie fakat hiç bir cevap alamadı “HOTARUUUUUUUUUU” yeniden bağırdı fakat yine cevap yoktu. İç çekti “The Jester hakkında konuşmak istiyorum”
Bir hışırtı duyuldu ve Hotaru Katie’nin arkasında belirdi “dinliyorum” Katie siniri bozulmuş gibi gülümsedi “eşeklik olsun diye mi ilk duyduğunda gelmedin?” Hotaru sadece gülümsemek ile yetindi “Her neyse bir sorunumuz var dinle” Katie ofisteki mesajdan ve olaydan bahsetti, Hotaru ise sabırlı bir şekilde onu sonuna kadar dinledi. Konuşması bittiğinde Hotaru konuşmaya başladı “dur doğru anlamış mıyım The Jester olduğunu düşündüğün bir adam arkadaşına bir mektup gönderdi ve benden yardım mı istiyorsun?” “Aynen öyle” “peki tam olarak ne yapmamı istiyorsun?” Katie açıklamadan önce derin bir nefes aldı “Onu eskinden beri tanıyan tek kişi sensin ayrıca en son ki karşılaşmamızda onun ne kadar güçlü olduğunu gördüm bu tek başıma halledebileceğim biri değil” “bak Katie beni görüş şekline minnettarım ve böyle düşünmen çok güzel ama ona karşı çıkabilecek güç bende bile yok” “yalnız savaşmana gerek yok bizde destek için orada olacağız!” Hotaru bir süre tereddüt etti fakat en sonunda yüzüne o çok bilmiş gülümsemesi geri döndü “tamam anlaştık” Hotaru Katie’nin elini avucunun içine aldı ve nazikçe üzerini öptü “bakıyorumda bugün pek bir naziksin” “hadi ama bu kadar yolu o kadar gelmişsin sana saygı göstermem gerek” Katie Elini Hotarunun elinden çekti “fakat gitmeden önce sana anlatmam gereken bir şey var” Katie meraklı bir şekilde kaşının kaldırdı ve Hotaru’nun devam etmesine izin verdi

…

Hotaru çığlık atıyordu “DUR NOLUR, DURDUR ŞUNU ÇOK ACIYOR!!!!!” Gözlerinden yaşlar gelmeye başladı beyaz önlüklü adam iç çekti “ne kadar sinir bozucu bir veletsin azcık sessiz bile olamıyorsun” daha sonra eldivenli eliyle Hotarunun ağzını kapattı ve çığlık atmasına engel oldu “neden biraz daha *onun* gibi olamıyorsun?” Beyaz önlüklü adam yakında sessizce oturan bir çocuğu işaret etti. Çocuğun simsiyah saçları ve gri rengini andıran gözleri vardı.yüzündeki onca kızarıklık ve yara izine rağmen yüzünde duygusuz bir ifadesi vardı. “SIRF SESİNİ ÇIKARMIYOR DİYE SEVDİĞİ ANLAMINA GELMİYOR” siyah saçlı çocuk iç çekti ve oturduğu yerden kalktı “hiç bir bok bildiğin yok o yüzden otur ve düzgünce iğneyi ol” bunu dedikten hemen sonra Hotarunun yanağına vurdu. Hotarunun gözünden daha çok yaş geldi “SANA ABİ DEDİĞİM GÜNE LANET OLSUN KEŞKE ÖLSEYDİN!!!” Hotaru hiç bir şey demeden odadan koşarak çıktı “HEY SENİ KÜÇÜK HAYLAZ GEL BURAYA” Beyaz önlüklü adam onun peşinden gitti “KOD SARI DENEK NO143 KAÇTI 4. KORİDORA DOĞRU İLERLİYOR DURDURUN ONU” siyah saçlı çocuk şimdi odada yalnız başınaydı “AHHAHAHHAAHHAHAHAHAHAHAH APTAL RUHLAR HEPİNİZ AŞAĞILIKSINIZ”

…

Hotaruyla siyah saçlı çocuk bahçede oturuyorlardı Hotaru çocuğa yaklaştı “benden neden nefret ettiğini anlamıyorum, buraya birlikte geldik fakat sen hiç tanışmamışız gibi davranıyorsun” çocuk alaycı bir biçimde gülümsedi “ahhh sevgili kardeşim Hotaru etrafında olanları anlamayacak kadar safsın”

…
Hotaru bunları anlatırken acı çekiyor gibiydi dişini sıktı “yani demeye çalıştığım şey karşımızdakinin herşeyini ortaya koyabilecek psikopat bir ruh hastası var” sesi titredi geçmişin acıları yüzünde belliydi Katie yarasına tuz basmamak için konuyu değiştirmeye çalıştı “bunca olayın ardından yinede bu işe gönüllü olduğun için teşekkürler Hotaru sen gerçekten çok güçlüsün” elini Hotarunun omuzuna koydu onu rahatlatmak istiyordu. Hotaru sessizce “teşekkürler” fısıldadı. “Artık geç oluyor eve gitmem gerek” “sana eşlik etmemi ister miydin?” “Çok naziksin ama gerek yok” Katie kapıya doğru yöneldi ve Hotaruyu sessizlik içinde bıraktı
Dışarda yağmur yağmaya başlamıştı “hass keşke chikao’yla gitseydim” “buna ihtiyacın olduğunu biliyordum” Katie ani sesin kaynağını aradı. Etrafına bakarken yerde duran iskambil kartını gördü. Üstünde şemsiye motifi vardı. Katie güldü “teşekkürler Hotaru” kağıdı eline aldı ve hafifçe avucuna vurdu artık elinde siyah basit bir şemsiye vardı. Şemsiyeyi açtı ve eve kadar olan uzun yoluna başladı

…

Kapıyı anahtarıyla açtı ve açar açmaz tanıdık ama beklenmedik bir sima onu karşıladı “SONUNDA GELDİN APTAL SENİN İÇİN ÇOK MERAK ETTİM” Kiki onun bir şey demesine izin vermeden ona sarıldı “özür dilerim benim hatam ”ikisi uzun süre sarıldı Katie yüzünü Kiki’nin omzuna gömdü “çok yoruldum.” “Dışarıda çok kalırsan yorulursun tabi mal” Kiki Katie’nin elinden tutup onu yatak odasına götürdü. İlk önce Katie’yi yatırdı sonra yanındaki boşluğa kendisi uzandı. “Ben gelene kadar uyumuş olman gerekiyordu” “ölüceksin korkusuyla uyuyamadım” “hmm çok tatlısın~” mırıldandı Katie uykusu geldiği çok belliydi. Gözlerini kapattı ve ikiside huzurlu bir uyku sardı

Like atında post daha çok insana ulaşsın
Part 3 yakında atarım <3

3 weeks ago (edited) | [YT] | 4

🌊| 𝙔𝙪𝙠𝙞

Loreun ikinci partını yazıyorum DAYANIN DOSTLAR ✊🏻✊🏻

3 weeks ago | [YT] | 3

🌊| 𝙔𝙪𝙠𝙞

I dont feel well these days so uhh have yuri

Skip the Carousel

1 2

3 weeks ago | [YT] | 3

🌊| 𝙔𝙪𝙠𝙞

Evet ne demiş mitski:

4 weeks ago | [YT] | 5

🌊| 𝙔𝙪𝙠𝙞

Bana posterlik teto/vocaloid fotoğrafı bulabilecek biri var mı 😥 (odamı süslicem)

4 weeks ago | [YT] | 3

🌊| 𝙔𝙪𝙠𝙞

Offff 2 yıllık reddit hesabım gitti ağlıcam yaa😔

4 weeks ago | [YT] | 4

🌊| 𝙔𝙪𝙠𝙞

(…)


“Well i am not good at drawing but i am sure i captured her beauty well”

1 month ago | [YT] | 4

🌊| 𝙔𝙪𝙠𝙞

Yeter artık ben 505'e geri dönücem 😔

1 month ago | [YT] | 4

🌊| 𝙔𝙪𝙠𝙞

Ana mattan 100 almışım

1 month ago | [YT] | 4